şaircilik oynuyor küçük çocuklar
taşra sokaklarında
İstanbul ile tanıştıklarında
intihar basacak onları koynuna!
Çok geçmeden başlayiverdi manasız kavgalar! Neydi paylaşamadığımız?! Ya da aslında neydi bir yataktan başka paylaşmayı arzuladığımız?! Cevapsız sorular kemirirken beynimi; alkolle yoldaştım, intiharla sırdaş!
Metropolde çocuk olmak, katil olmakmış! Önce kendi umutlarımdan başladım öldürmeye! Bir Bedevi kadar susuz, bir Eskimo kadar umutsuzdum! Kendimi döverek daldığım uykulardan, yüzümden damlayan kanları silerek uyandım! Her uyanışım küfürdü, küfürdü var oluşuma! Bu çocukluk bir an önce bitsin diye yalvarıp yakarırken büyüdüm! Çocukluk hiç bitmesin istenen bir güzel rüyaymış; büyüyünce anladım!
Büyümek, yıkılan uygarlıklar gibi yıkılıvermesiymiş umutlarının! Çok geçmeden anladım! Aşk yalnızca çocukken güzelmiş! Çocukken anlamlıymış kocaman bir okyanus gibi bakan ve Deniz’leri bile unutturan ürkek gözler! Suskun ve hırçınmış artık aşk! Aşk İHANETMİŞ bu şehirde! Elindeki tek silah bedeninmiş, emniyeti açıp; hiç acımadan çekiverirmişsin tetiği! “Aldatacağım seni!” diyerek tehditler savurmuşsun gecenin orta yerinde yapayalnız!
Çocukken güzel ve anlamlıymış ATEŞle oynamak, büyümekse kaybetmekmiş tüm TOPRAKlarını… Büyüyünce anladım!